Nöbetçi Eczaneler
Üniversitelerde yeni akademik yılın yaklaşmasıyla birlikte, büyük şehirlerde kiralık ev arayışı yeniden hız kazandı. Ancak artan kira fiyatları ve konut arzındaki yetersizlik, özellikle öğrenciler için ev bulmayı her geçen yıl daha da zor hale getiriyor. İstanbul, Ankara, İzmir gibi öğrenci yoğunluğu yüksek şehirlerde yaşanan bu kriz, sadece öğrencileri değil, aileleri ve eğitim kurumlarını da doğrudan etkiliyor.
Türkiye genelinde ortalama kira fiyatları son üç yılda yüzde 300’ün üzerinde artış gösterdi. Öğrencilerin yoğun olarak yaşadığı semtlerde bu oranlar daha da yukarı çıkıyor. İstanbul’un Beşiktaş, Kadıköy ve Şişli ilçelerinde, tek odalı bir dairenin aylık kira bedeli 15.000 TL’yi aşarken, Ankara’da Çankaya ve İzmir’de Bornova gibi bölgelerde de benzer fiyat artışları gözlemleniyor. Bu durum karşısında öğrenciler ya ailelerinin yanından okumayı tercih ediyor ya da alternatif barınma çözümlerine yöneliyor. Son dönemde öne çıkan çözümlerden biri de “ortak ev kiralama” sistemi. Birden fazla öğrencinin aynı evi paylaşarak kira masrafını bölüşmesi, en yaygın yöntem haline geldi. Ancak bu durum da yeni sorunları beraberinde getiriyor. Ortak yaşam kuralları, kira sözleşmelerinde yaşanan belirsizlikler ve ev sahiplerinin öğrencilere karşı mesafeli tavrı, çözüm arayışlarını zorluyor. Devlet yurtlarının kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle özel yurtlara olan talep de artmış durumda. Ancak bu tesislerin büyük bir kısmında da fiyatlar el yakıyor. 2024-2025 dönemi için bazı özel yurtlarda tek kişilik odaların aylık fiyatı 20.000 TL’yi aşıyor. Bu rakam, ortalama bir öğrencinin burs veya krediyle geçinmesini neredeyse imkânsız hale getiriyor.
Eğitimciler ve sivil toplum kuruluşları, özellikle dar gelirli ailelerin çocuklarının eğitime erişiminin bu konut kriziyle daha da zorlaştığına dikkat çekiyor. Öğrenci Sendikası tarafından yapılan açıklamada, “Barınma krizinin çözülmemesi, gençlerin eğitim hakkını doğrudan tehdit ediyor. Devletin hem kira piyasasını dengeleyecek adımlar atması hem de kamusal yurt kapasitesini artırması gerekiyor” ifadeleri kullanıldı. Bu tablo karşısında bazı üniversiteler de harekete geçti. İstanbul ve Ankara’daki bazı devlet üniversiteleri, öğrencilerine geçici konaklama imkanları sunmak ve sosyal tesisleri yatakhane olarak kullanmak üzere hazırlıklara başladı. Ancak bu tür çözümlerin geçici olduğu, kalıcı barınma sorunu için daha geniş çaplı politikaların gerekliliği uzmanlarca vurgulanıyor. Kısacası, kira fiyatlarının ulaştığı seviyeler üniversite öğrencileri için barınmayı temel bir sorun haline getirmiş durumda. Yeni akademik yıl öncesi yaşanan bu hareketlilik, Türkiye’deki daha büyük bir konut krizi tablosunun yalnızca bir parçası olarak değerlendiriliyor.